Ada Kargası ve Sezai Onur arasında yaşanan ve Karganın tam istediği gibi idarecilerle adalılar arasında bir şeffaflık ve diyalogun kapılarını aralayan konuşmayı burada tekrar yayınlıyoruz :
Sezai Onur : Mesela siz adanın % 75 inin maliye adına tapulu olduğunu biliyor ve bundan rahatsız olmuyor musunuz.danın ancak % 25 i şahısların malıdır.Maliye şu an 240 bin dönüm yere sahiptir.Askeriyenin elinde Türk köylerinin toplamı kadar tapulu ve tahsisli arazisi vardır.Hala beyaz manastırdan başlayıp aydıncık burnuna kadar ki 15 bin dönüm arazi Askeri yasak bölgedir.Ada yüzölçümünün kalan % 25 lik kısmında % 80 rum taşınmaz sahibidir.Türk köylerinde kala kala taş çatlasa 20 bin dönüm arazi vardır.Yani kaba bir hesapla ada yüzölçüğmü oan 289 bin dönümdn 20 bin dönüm köylerdedir.yani isteseniz de 250 bin dönüm içinde imar,yapılaşma yapamazsınız.Devlete ve askere ait alandır buralar...Bilmem anladınız mı..
Ada Kargası Rumlara ait arazilere imar getirilemez diyorsunuz anlaşıldığı kadarıyla. Rumlar bu ülkenin vatandaşı olarak Türklerle aynı haklara sahip değiller mi ? Gökçeadayı kısırlaştıran bu MGK yaklaşımından artık kurtulmamız gerekmiyor mu ? Ayrıca, Hazinenin elindeki taşınmazların belediyeye devredilerek imara açılması hem belediyeyi zenginleştirir hem de tarım arazisi olmayan bölgelerin kullanılmasını sağlar.
Sezai Onur Öyle birşey demedim karga.Hazine elindeki arazileri de belediyeye vermiyor.İmar meselesi rum veya türk meselesi değil.Siz imardan sadece çarpık yapılaşma,yeşilin katledilmesi olarak anlıyorsunuz.Adanın neredeyse tamamı çorak ve sahipsiz.Evini otelini yapan hemen ağaç dikiyor.yeşillendiriyor.He
Ada Kargası : Biz sorularımızı sıralayarak tam da bu yazdıklarınızın adalılar tarafından bilinmesini, tartışlılmasını ve fikirler beyan edebilmelerini istiyoruz. Agro turizm için imara açılan yerler neresi olacak, otel yapılacak bölgeler neresi olacak, merkezde göz göre göre taş evler yıkılabilecek mi, geleneksel mimari içeren bir ada göz göre göre ticari alan ilan edilebilecek mi , birbirinden çirkin yapıların gökçeada merkezini sarması nasıl engellenecek vs vs. Biz katılımcı ve şeffaf belediye talep ediyoruz ve bu da başkanın iyi niyeti ve sözüyle değil, bunu sağlayacak kurumların, yerel meclislerin kurulması ile ve şantaj siyasetinin bitmesi ile olur.
Sezai Onur :Her ay belediye meclis toplantısı var.Zaman zaman master plan toplantıları var.Bu toplantılara katılarak fikirleri katkıları sunabiliriz.tartışabiliriz
Ada Kargası: Sezai Bey asıl mesele Gökçeada Belediyesinin tek tek bireylerin hukuksuz uygulamalarına göz yumuyor görünek yarattığı santaja dayalı siyaset ortamıdır. Bu ortam sürdüğü sürece gökçeadalıların çoğu eleştirilerini açıkça dile getiremiyorlar. Belediyenin şeffalığı ve hesap vermeyi kabul etmesinin bir yolu olarak düşünün bizim girişimimizi. Bizim burada sorduğumuz sorulara Belediye yanıtlar vermeye başlarsa, halk da denetleme ve sorma işlevini yerine getirmeye başlayacaktır.
Sezai Onur :Mesela adada bu kadar askeri yasak bölge varlığı için Ankaraya neden yazmıyor ve tepki göstermiyoruz.4 tane milletvekili var neen onlara yazıp TBMM gündmine aldırmıyoruz.Sınır ticareti neden başlayamıyor.Rüzgar güllerimiz neden kurulmuyor.Serbest hayvancılık yasak ama kaymakamlar neden ucuna dokunamıyor.Yasaklayamıyor
Ada Kargası : Örneğin Dün bu sayfada eleştirilerini dile getiren Çelik Avcutuncere takma isim kullanan bir kişi, belediyenin ağzından konuşurcasına, "Çelik Bey sen kendi yaptığın işlerdeki usulsüzlüklere bak" diye yanıt verdi. Detaylarla da bişeyler sayarak. İşte bu yaklaşım sözünü ettiğimiz Şantaj yöntemidir. "Yaptığımız büyük usulsüzlüklere sez çıkarırsan daha önce göz yumduğumuz küçük usulsüzlüklerini başına dert ederiz." denmektedir. Bu yaklaşım, Çelik Beyin deyimi ile "Tencere dibin kara, seninki benden kara" yaklaşımıdır bu ve adamızın giderek kapkara olmasına yol açacaktır. Biz buna dur demenin bir yolunu arıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder